Hukuk Eğitiminde Aktif ve Etkileşimli Öğrenme Yöntemlerinin Yaygınlaştırılması


Bektaş İ. (Yürütücü), Adıgüzel Ö. , Gürel M. , Metinnam İ. , Taştan F., Ulu bektaş M.

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Proje Grubu: Sosyal Bilimler
  • Projenin Yürütüldüğü Birim: Hukuk Fakültesi
  • Başlangıç Tarihi: Temmuz 2024
  • Bitiş Tarihi: Temmuz 2026

Özet

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu takiben eden yaklaşık 50 yıl boyunca, ülkemizde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi olmak üzere sadece iki hukuk fakültesi bulunmaktaydı. Cumhuriyetin 100’ncü yılına gelindiğinde ise hukuk programı bulunan üniversite sayısı, ikinci öğretimler ve alt programlar hariç, 90’a yaklaşmıştır. Buna bağlı olarak hukuk fakültelerinde öğrenim gören öğrenci ve mezun sayısı da artmış, sadece 2023 yılında hukuk fakültelerine 15 binden fazla öğrenci kayıt yaptırmıştır (YÖK Meslek Atlası, 2023). Bununla birlikte aşağıda “III” numaralı başlıkta inceleneceği üzere, hukuk eğitiminde kullanılan yöntem ve teknikler aynı ölçüde değişiklik göstermemiş, dersi veren öğretim üyesinin teorik hukuk bilgilerini anlattığı, öğrencilerin ise çoğunlukla anlatılanı dinleyerek not tutmalarına dayalı olan geleneksel anlatı yöntemi (takrir usulü), yaygınlığını korumuştur. Oysa mevcut hukuk eğitiminin niteliğinin artırılabilmesi için, bilginin kalıcılığını yüzde 70’lere kadar artıran ve bilişsel beceriler yanında empati, grup çalışmasına uygunluk, kendini ifade etme, akıl yürütme gibi becerileri de destekleyen aktif ve etkileşimli öğrenme yöntemlerinin kullanılması önem taşımaktadır (Bkz. Şekil 1 vd.). Literatürde öğrencilerin hukuk eğitimini tamamladıklarında bir hukukçuda bulunması beklenen bu tür becerileri yeterli ölçüde kazanamadıklarına dair eleştiriler, hukuk eğitiminde geleneksel yöntemlerin kullanılmasının yarattığı diğer sorunlarla birlikte öteden beri ortaya konulmaktadır (Örneğin Ansay, 1969; Türkmen 2018). Türkiye Cumhuriyeti’nin 5’nci, 7’nci, 8’nci, 9’ncu, 10’ncu, 11’nci ve 12’nci Kalkınma Planlarında da hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması gerektiğine dair tespitler yapılmışsa da bu süreçte istenen sonuçlara ulaşılamamış, mevcut hukuk eğitiminin köklü bir reforma ihtiyaç duyduğu tekrar tekrar belirtilmiştir.

Ülkemizin 2024-2028 yılları arasındaki hedeflerini düzenleyen 12’nci Kalkınma Planı’nda, hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması için etkili bir öğrenim yöntemi olarak “hukuk kliniklerinin” hukuk fakültelerinde yaygınlaştırılacağının belirtilmiş olması, hukuk yöntem biliminin tüm hukuk fakültelerinde zorunlu ders haline getirilmesinin hedeflenmesi ve hukuk eğitiminin kapsamının gözden geçirileceğinin açıklanmış olması (madde 921) bu ihtiyacı ortaya koymaktadır. Bu tespitler, hukuk eğitiminde çağa uygun öğretim yöntemlerinin kullanılmasının gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Bu kapsamda projede, “Hukuk fakültelerinde hangi aktif ve etkileşimli öğrenme yöntemleri etkin olarak uygulanabilir?” ve “Hukuk eğitiminde etkileşime dayalı aktif öğrenme yöntemleri nasıl yaygınlaştırılabilir?” sorularına cevap aranmaktadır. Projede aktif öğrenme yöntemleri arasından hukuk eğitimine uygun olduğu tespit edilen ve aşağıda “III. C.” başlığında açıklanan gerekçeler çerçevesinde seçilmiş olan “hukuk klinikleri”, “yaratıcı drama/eğitimde drama”, “ters yüz öğrenme” ve “akran öğretimine” odaklanmaktadır.

Projenin önemi, hem hukuk fakültesi araştırmacıları hem de eğitim bilimleri ve güzel sanatlar eğitimi alanlarında çalışan bilim insanlarını bir araya getirerek disiplinler arası işbirliğini teşvik etmesinden, mevcut hukuk eğitiminin niteliğini artırmak amacıyla eyleme geçmesinden, aktif ve etkileşimli öğrenme yöntemlerinin kullanıldığı uygulama örneklerini yaygınlaştırmasından ve bunların diğer akademisyenler tarafından da uygulanmasını kolaylaştıran çıktılar (uygulama kitabı vb.) sunacak olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda projenin olası çıktıları arasında, Türkiye’de hukuk eğitimi bibliyografyasını oluşturmak, örnek uygulamalar gerçekleştirmek ve bunların sonuçlarını paylaşmak, klinik hukuk dersleri açmak, bilimsel Çalıştay düzenlemek, araştırmacı yetiştirmek ve hukuk okuryazarlığının artırılmasına destek olmak üzere topluma dönük faaliyetler yapmak gösterilebilir.

Projede nitel araştırma yöntemleri arasında yer alan katılımcı eylem araştırmasından faydalanılmaktadır. Katılımcı eylem araştırması bir eğitim kurumunda çalışan katılımcıların bir araya gelerek, değişim ve gelişimi gerçekleştirmek için önerilerde bulunmak amacıyla bir araştırma tasarlayarak yürütmeleri biçiminde tanımlanmaktadır (Gürgür, 2019, s. 42). Proje kapsamında bu bağlamda mevcut hukuk eğitimindeki öğretim yöntemlerine yeni bir yaklaşım getirilmesi, bu sistemin iyileşmesi için öneriler sunulması ve örnek uygulamalar yaparak sonuçlarının paylaşılması hedeflenmektedir.

Gerek proje boyunca gerek sonuçların paylaşılması aşamasında, projeye destek olan Adalet Bakanlığı ve eğitimde çağdaş yöntemleri inceleyen diğer bazı kurumlarla işbirliği yapılarak yaygın etkinin artırılması planlanmıştır.

Hukuk eğitiminde yönteme dair sorunları tespit eden mevcut çalışmaların ötesine geçerek, çözüme yönelik uygulamalar geliştirmesi, hukuk ve sanat eğitimi gibi farklı alanlardan araştırmacıları bir araya getirmesi, disiplinler arası bir çalışma olması, öğrenci ve akademisyen eğitimini içermesi, yaratıcı drama yönteminin hukuk fakültelerinde uygulanmasının ilk örneklerini oluşturması, sunduğu çözümlerin uygulanabilir oluşu ve topluma hizmet çalışmalarını içermesi projeyi özgün kılmaktadır.